Bakanlıklar Caddesinde mütevazi bir berber dükkanı vardır. Mütevazi ama ünlü bir berber dükkanıdır. Fikret usta yıllardır müşterilerini aynı mekanda tıraş etmektedir. Günün birinde kapı açılır. İçeri giren müşteri Aziz YILDIRIM'dır.
- "Acelem var...! Saçlarımı şöyle bir düzeltir, sakal tıraşımı yeniler misin? Önemli bir randevum var, geç kaldım." der.
Fikret Usta mesleğine özgü maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir.
- "Eline sağlık usta. Borcum ne kadar?" diye sorar gayet memnun bir biçimde Aziz YILDIRIM.
- "Aaaa, olur mu? Siz koskoca Fenerbahçe başkanısınız. Sizden para almam söz konusu olamaz. Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam."
Israr falan. nafile. Tekrar tekrar teşekkür eder, dükkandan ayrılır Aziz YILDIRIM...!
Fikret Usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen önünde koca bir paket ve pakete iliştirilmiş bir zarf bulur. Pakette 15 adet sarı-lacivert forma, zarfta ise 15 adet 100 Dolarlık banknot vardır. Mutlu mutlu kafasını iki yana sallar Fikret usta ve:
- "Ne gereği vardı?" der.
Aradan bir kaç gün geçmiştir, dükkanının kapısı açılır. İçeri giren müşteri Süleyman SEBA'dır.
- "Şeyyy. Acelem var! Saçlarımı şöyle bir düzeltir, sakal tıraşımı yeniler misin? Bıyıklarıma dokunma ama. Önemli bir randevum var, geç kaldım."
Fikret Usta mesleğine özgü maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir.
- "Eline sağlık usta. Borcum ne kadar?" diye sorar gayet memnun bir biçimde Süleyman SEBA.
- "Aaaa, olur mu? Siz BEŞİKTAŞ'lıların onursal başkanısınız. Türk sporuna hizmet etmiş çok değerli bir insansınız. Sizden para almam söz konusu olamaz. Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam."
Israr falan. nafile. Tekrar tekrar teşekkür eder, dükkandan ayrılır Süleyman SEBA.
Fikret Usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen önünde koca bir paket ve pakete iliştirilmiş bir zarf bulur. Pakette 15 adet BJK rozeti, zarfta ise 15 adet 1'er milyonluk Türk Lirasından toplam 15 Milyon TL vardır. Mutlu mutlu kafasını iki yana sallar Fikret usta.
- "Ne gereği vardı? Hem de emekli maaşından!"
Tesadüf bu ya. Aradan bir kaç gün daha geçmiştir, dükkanın kapısı aralanır. İçeri giren müşteri Faruk SÜREN'dir.
- "Çok acelem var...!" der. Bir yandan da telaşlı telaşlı saatine bakmaktadır.
- "Saçlarımı şöyle bir düzeltir, sakal tıraşımı yeniler misin? Önemli bir randevum var, geç kaldım." Fikret usta hemen işe koyulur, mesleğine özgü maharetini sergiler, bir çırpıda saç-sakal tıraşını bitiriverir.
- "Bravo sana usta. Dedikleri kadar hızlıymışsın. Borcum ne kadar?" diye sorar gayet memnun bir biçimde Faruk SUREN.
- "Aaaa, olur mu? Siz koskoca UEFA şampiyonu Galatasaray'ın başkanısınız. Sizden para almam söz konusu olamaz. Dükkanımı şereflendirmeniz yeter bana. Kesinlikle almam."
- "Peki usta. Nasıl istersen." der. Aceleyle berber dükkanından ayrılır Faruk SUREN.
Fikret usta ertesi sabah dükkanını açmaya geldiğinde, kepengin hemen önünde 15 adet Galatasaray yöneticisi sıra beklemektedir.
23 Eylül 2016 Cuma
berber dukkani
Tags
# Spor Fıkraları
Spor Fıkraları
Etiketler:
Spor Fıkraları
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder