Vaktin birinde bir doktorun yolu bir köye düşmüş. Bakmış köylüler dertli bir şekilde oturmuş düşünüyorlar, merak edip sormuş; - ‘‘Ne var? Nedir derdiniz?’’. - ‘‘Genç bir kadın var çok hasta ölüyor’’. Doktor; - ‘‘Bir’de ben bakayım’’ demiş. Alıp doktoru genç kadının evine götürmüşler. Doktor hastanın odasına girmiş. Herkesi dışarı çıkarmış. Genç kadını muayene etmiş. Kadının hastalığı basit bir soğuk alğınlığı. Ancak ateşi çok yükseldiği için bayğın halde kendinde değil. Doktor hemen bir iğne yapmış. O sırada kadının bacakları açılmış. Güzel de bir kadın. Doktor dayanamayıp kadının koynuna girivermiş. Ama o sırada köylüler, pencereden doktoru seyrediyorlarmış. Bir süre sonra doktor kadının odasından çıkmış. - ‘‘Yarın sabaha iyileşir’’ diye de köylüleri telkinde bulunmuş. Gerçekten kadın ertesi sabah iyileşmiş. Doktor da birkaç gün sonra köyden ayrılmış. Aradan bir yıl geçmiş doktorun yolu yine aynı köye düşmüş. Bakmış köylüler yine çok dertli. - ‘‘Ne oldu? Ne var?’’. - ‘‘Bizim ağanın karısı çok hasta ölüyor’’. Doktor; - ‘‘Bir de ben bakayım’’ demiş. Köylüler umutsuzca başlarını sallamışlar. - ‘‘Hiç zahmet etme doktor bey, bütün köyün erkeklerine ağa emir verdi. Hepimiz sıra ile senin yöntemlerini uyğuladık, ama nafile iyileşmiyor’’.
28 Eylül 2016 Çarşamba
Çare yok
Karı Koca Fıkraları
Etiketler:
Karı Koca Fıkraları
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder