Genç kız feci bir hastalığın pençesinde kıvranıyordu. Yaralı
kalbi artık bu dünyaya daha fazla dayanamamaya başlamıştı. Çok zengin
olan ailesi tüm gazetelere, kalp nakli için ilan vermişlerdi. Canını
feda edecek birini arıyorlardı. genç kız ise hergün hastahane odasında
biraz daha solmaktaydı. Yine yalnızdı odasında, gözü yaşlı, boynu bükük
ölümü bekliyordu. Gözlerini kapadı, bu küçük odada gözyaşı dökmekten
bıkmıştı. Yinede engel olamadı pınar gibi çağlayan gözyaşlarına. Sevdiği
geldi aklına, fakir ama onu seven sevgilisi. Hergün aynı şeyleri
düşünüyor, anıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu.
"Param yok ama sana verebileceğim sevgi dolu bir kalbim var" demişti
delikanlı. genç kızda zaten başka birşey istemiyordu. Sevgiye muhtaç
biri, sevdiğinin sevgisinden başka ne isteyebilirdiki. Ama olmamıştı
işte, dünyalar kadar olan sevgilerinin arasına, o lanet olasıca para
girmeyi bilmiş, onları ayırmıştı. İşte paranın geçmediği zamanlara
gelmişlerdi. Ne önemi vardı artık? Şu son günlerinde, sevdiği yanında
olsa yeterdi. Ayrılıklarından bu yana 5 bitmeyen, çile dolu yıl
geçmişti. Her günü zehir, her günü hüaran. Ama genç kız hep sevgisini
yüreğinde taşımış, kalbini kimseyle paylaİmamıştı. Sevdiğini düşündü
işte o an. Acaba o neler yapmıştı bu kadar sene boyunca. Kimbilir
kiminle evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı. Gözlerinden bir damla yaş
daha damladı kurumuş, bitmiş ellerine. Ellerine baktı, bir zamanlar
ellerinin, elerini tuttuğunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini
seyrederdi. En çokta saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği
öpmüş, koklamıştı onları. Her bir tanesi koptuğunda, kalbine bir ok daha
saplanıyordu. Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Belki sevdiği yanında
olsa, kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yaşama. Zaten artık ölüm
umrunda değildi genç kızın. Sevdiğinden ayrı yaşamanın ölümden ne farkı
vardı ki. Tekrar o geldi aklına. Keşke keşke yanımda olsa dedi. Son bir
kez elini tutsa yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen
gözlerini kapatabilirdi artık. Gözleri pınar gibi çağlamaya başladı.
Sevdiğini son bir kez göremeden ölmek istemiyordu. Ufakta olsa ondan bi
hatırasını almadan bu dünyadan göçmek istemiyordu. Oysa sevdiği,
kimbilir kiminle beraberdi. Kendi sevgi dolu kalbinin kimseyle
paylaşmayı düşünmemişti bile, ama acaba o paylaşmış mıydı? Onun
sevgisini silmiş atmış mıydı acaba kalbinden? İçi birden nefretle doldu.
Üstüne büyük bir ağırlık çöktü. Onu düşündükçe her dakikasının zehir
olması artık çok daha ağır geliyordu genç kıza. Ölmek istedi, artık
yaşamak istemiyordu bu dünyada. Ama sevdiğinden bi hatıra almadan
ölmeyeceğine and içmişti. Tekrar gözlerini açtı. Kimbilir belkide
sevdiği onu unutmuştu. Bu düşünceler içinde derinliğe daldı. Birden
babası girdi odaya, kızına kalp nakli için bir gönüllü bulduklarını
müjdeleyecekti. fakat genç kız çoktan uykuya dalmıştı. Bir meleği
andıran masum yüzü, sevdiğinin özleminden sırılsıklamdı. O gece biri
gözlerini dünyaya kapadı, genç kız ameliyata alındı. Tekleyen ve
görevini yerine getirmeyen kalbi değiştirilmişti. 1 hafta sonra tekrar
gözlerini açtı dünyaya genç kız. Ama dünya daha farklı geldi ona. Sanki
birşeyler eksikti. Aradan aylar geçmiş genç kız artık iyice iyileşmişti.
Ama içindeki burukluğu bir türlü atamıyordu. Sevdiği aklına gelince
kalbi eskisinden daha çok sızlıyordu. Bir kere, bir kere görebilsem diye
mırıldandı. Kalbi yine sızlamaya başlamıştı. Yeni kalbi onu
iyileştirmişti ama nedense her gece aniden hızlanıyor, onu uykusundan
uyandırıyor ve sanki yerinden çıkacakmış gibi atmaya bağlıyordu. genç
kız bir anlam veremediği bu durumu doktora anlamış, ama ameliyat kolay
değil, bir aydan geçer demişti doktor. Aylar geçmişti ama hala aynıydı
durum. Çiçeklerinin yanına gitti. Hergün onlarla saatlerce dertleşiyor,
zaman zaman ağlıyordu onlarla. En çokta kaç kırmızısı gülünü seviyordu.
Çünkü kırmızı gülün onun için yeri apayrı idi. Oda genç kızla beraber
gülüyor, onunla beraber ağlıyordu. Onu sevdiği gibi görüyordu genç kız.
Ve gülünü sevdiğini ilk gördüğünde ona hediye edeceğine dair yemin
etmişti. Başka türlü paylaşamazdı gülünü kimseyle. Kapı çaldı aniden.
Kapıyı açtı ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilişti. Yavaşça
eğilip zarfı yerden aldı. Birden kalbi deli gibi atmaya başladı. Ne
olduğunu anlayamıyordu. Zarfın üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardı.
Zarfı açtı, içinden beyaz bir kağıda yazılmış bir mektup çıktı. Kalbi
daha hızlı atmaya başladı. Onun kokusu vardı kağıtta. Evet, onun kokusu
vardı. Yılar yılı özlemini çektiği, yanında olabilmek için canını bile
verebileceği sevdiğinin kokusu vardı mektupta. Başı dönmeye başladı.
Koltuğuna geçip oturdu yavaşça. Kağıdı açtı. Ve elleri titreyerek
okumaya başladı. "Sevgilim, senden ayrıldıktan sonra, bir kalbe 2
sevginin sığmayacağını bildiğimden dolayı, ne bir kimseyi sevebildim,
nede kimseye bakabildim. Her günüm diğerinden daha zor geçti, çünkü her
gün özlemin dahada artıyordu. Sana kitapları dolduracak kadar şiirler
yazdım. Her biri diğerinden dahada hüzünlüydü. Yazdım, okudum, ağladım.
Hergün yazdım, her gün okudum, senelerce ağladım. Her gece seni düşündüm
sabahlara kadar, her gece senin yanında olmayı istedim. Ve her gece
sensizliğe lanet ettim, uykuları haram ettim kendime, sensiz olmanın
acısını gözlerimden çıkardım. Ve bir gün herşeyi değiştiçecek bir fırsat
çıktı önüme. Bunu fırsatı değerlendirmeyip, kendime haksızlık
edemezdim. Ve değerlendirdim. Senden çok uzaklara gittim, belki seni
unuturum diye. Ama tam tersi oldu. Seni daha çok özlüyorum artık. Senden
çok uzaklardayım belki, ama yinede seni görmek için uzaklardan
gelebiliyorum. Hemde her gece. Seni seviyor, seyrediyor ve eğilip sen
uyurken yanağına bir öpücük konduruyorum. Bazen gözlerini açıp
bakıyorsun, geldiğimi bildiğimi sanıyorum ama yine o tatlı uykuna geri
dönüyorsun. Yarın birbirimizi sevmemizin 6. senesi. Hep ben geldim
şimdiye kadar senin yanına, yarında sen gel olur mu sevgilim. Ha,
unutmadan, sana hep sözünü ettiğim, kalbime iyi bak olur mu? Çünkü
gözyaşlarımla, adını yazdım ona. Seni senden bile çok seven bir sevgi
var kalbinin içinde. Unutma, kırmızı gülüde unutma olur mu??. Seni
Seviyorum, Yanıma Gelinceye Kadarda Seveceğim. Sevgilin. "
17 Ekim 2016 Pazartesi
Hatıra
Yaşanmış Hikayeler
Etiketler:
Yaşanmış Hikayeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder