Öykümüz ünlü Çin düşünürü, Taoizm'in iki kurucusundan biri olan
Lao Çu'nun (Lao Tzu) devrinde geçer. Lao Çu bu öyküyü çok sever, sık
sık anlatırmış. Efendim köyde Yaşlı bir adam varmış. Çok fakir. Ama
imparator bile onu kıskanırmış.şöyle dillere destan beyaz bir atı varmış
ki. Imparator at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif
etmiş, ama adam satmaya yanaİmamış. "Bu at, bir at değil benim için. Bir
dost. İnsan dostunu satar mı?" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki, at
yok. Köylüler ihtiyarın başına toplanmış. "Seni ihtiyar bunak. Bu atı
sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. İmparatora satsaydın,
ömrünün sonuna kadar şeyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de
atın" demişler. İhtiyar, "karar vermek için acele etmeyin" demiş. Sadece
‘at kayıp' deyin. Çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve
verdiğiniz karar. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi, yoksa bir şans
mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının
nasıl geleceğini kimse bilemez. "Köylüler ihtiyara kahkahalarla
gülmüşler. Ama aradan iki hafta geçmeden, at bir gece ansızın dönmüş.
Meğer çalışmamış, dağlara gitmiş kendi başına. Dönerken de, vadideki 12
vahşi atı peşine takıp getirmiş. Köylüler, ihtiyar adamın etrafına
toplanıp özür dilemişler. "Babalık" demişler. "Sen haklı çıktın. Atının
kaybolması bir talihsizlik değil, adeta bir devlet kuşu oldu senin için.
Şimdi bir at sürün var. " "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz"
demiş ihtiyar. Sadece atın geri döndüğünü söyleyin. Bilinen gerçek
sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha
başlangıç. Birinci cümlenin ilk kelimesini okur okumaz kitap hakkında
nasıl fikir yürütebilirsiniz?. "Köylüler bu defa ihtiYaşlı dalga
geçmemişler açıktan ama, içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye
düşünmüşler. Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan
ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin
eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler
ihtiyara. "Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden tek
oğlun uzun süre yürüyemeyecek. Sana bakacak başkası da yok. Şimdi
eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler. İhtiyar "Siz
erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş. "O kadar
acele etmeyin. oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz
karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat şöyle küçük parçalar halinde
ilerler ve ondan sonra neler olacağı size aslabildirilmez. "Birkaç hafta
sonra, düşmanlar kaç kaç büyük bir ordu ile saldırmış. Imparator son
bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen
görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere
almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü Savaşın kazanılmasına imkaç yok
gibiymiş; giden gençlerin ya öleceğini ya esir düşüp köle diye
satılacağını herkes adeta biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler.
" gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık, ama
hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler.
Oğlunun bacağının kırılması talihsizlik değil, şansmış meğer. " "Siz
erken karar vermeye devam edin" demiş, ihtiyar. Oysa ne olacağını
kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda,
sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin
talihsizlik olduğunu sadece Allah biliyor. "Bir yol biter yenisi başlar
Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlarmış, etrafına anlattığında:
"Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz.
Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten
kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi,
dolayısıyla gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara
zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz
yapar. Oysa yolculuk asla sona ermez. Bir yol biterken, yenisi başlar.
Bir kapı kapanırken, bir başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha
yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz. Hayat çetrefil
bir yolculuk. Güzergahı kimse bilmez. Acele karar vermek, ecele karar
vermektir
17 Ekim 2016 Pazartesi
Lao Tzu
Yaşanmış Hikayeler
Etiketler:
Yaşanmış Hikayeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder