Orda Bahar Geldi mi Bilmem Ama Birgün kasabamızın küçük patikasından
yukarıya doğru tırmanıyordum. Yanıma solgun yüzlü, on - onbir yaşlarında
küçük bir çocuk geldi ve bana: _Abla, size birşey sormak istiyorum,
izin verir misiniz?. dedi. Ben de ona gülümseyerek: _Tabi sorabilirsin!.
dedim. Gözleri bir anda pırıl pırıl oldu ve: _Ben. , şeyy, cennete bir
mektup göndermek istiyorum!. Bana bunu nasıl yapabileceğimi söyleyecek
kimsem yok. Acaba siz bana yardımcı olabilir misiniz? Çok
şaşırmıştım.şöyle ümit dolu,şöyle yalvaran gözlerle bakıyordu ki.
Ardından devam etti: _Bana yardım ederseniz size anneme yazdığım bu
mektubu okuyabilirim. Tabi eğer bunu isterseniz!. Gözlerim dolmuştu. Bir
an duraksadım ve: _Belki de sana yardım edebilirim küçük. dedim.
Dudaklarındaşöyle bir gülümseme belirdi ki hala aklımda. _Çok teşekkür
ederim, gerçekten çok teşekkür ederim. Emin olun size büyüdüğümde
mutlaka bu iyiliğinizin karşılığını ödeyeceğim. _Hayır küçük, benim için
hiçbir şey yapmana gerek yok. Sadece annenin mezarının nerede olduğunu
şöyle bana, bu yeterli!. _Aaa, evet tabi kiii!. Ama önce size mektubu
okumak istiyorum. Bunu istiyor musunuz? _Sen bilirsin, bu özel bir şey
olmalı. _Evet çok özel ama size okumak istiyorum. _Peki öyleyse. dedim
ve yürümeye başladık. Ardından da mektubu okumaya başladı: Hani, bir
zaman bacağını kırdığım için, Çok kızdığın küçük bir masam vardı. Onu
tamir etmek için çok uğraşmıştın hani. Şimdi o kırık masa benim tek
arkadaşım. Şimdi ağlamakla geçiriyorum günlerimi O kırık masanın
başında. Bir de pencerem var tabi. Aa, o da ne penceremin önüne Küçük,
küçücük, zavallı bir güvercin kondu. Kim bilir kime ait. Kim bilir
annesi nerden. Ben de ona benziyorum bir parça. Onun gibi zavallı,
yapayalnız. Ama bu güvercin bence bir şeyleri işaret ediyor Yoksa, yoksa
bahar mı geliyor!. Aman Allah ım. Yoksa, kışın o soğuk o kıranlık
günleri bitiyor mu?. Lütfen, lütfen izin ver bana. Bir kaç dakika
dışarıya çıkayım. Evet, evet bu masadan kalkmalı ve. Ve dışarıya
çıkmalıyım. Şimdi geldim anneciğim. Seni beklettiğim, Birkaç dakika da
olsa mektubu geciktirdiğim için Çok özür dilerim!. Bu birkaç dakikada ne
çok şey gördüm bir bilsen. Bir bilsen anneciğim, O kuş cıvıltıları, O
yumuşacık güneş ışınları Ve hiçbir zaman bana arkadaşlık etmemiş olan
Hayalimdeki sevgili arkadaşlarımın kahkahaları ile, Sen gittiğinden beri
Benden nefret eden babamın bakışları, O kadar farklı ki birbirinden.
Hayat bu mu anneciğim. Hayat baharda kış yaşamak mı her zaman. Hani,
bana kardeşlik, mutluluk hikayeleri anlatırdın, Hani hep bahardan, onun
güzelliklerinden bahsederdin!. Çiçeklerden. Yemyeşil çimenlerden Ve
onların üzerinde zıp zıp zıplayan Bembeyaz tüylü keçilerden. Sen
gittiğinden beri Bunları anlatan kimse yok bana. Aslında kimsenin,
Anlatacağı hiçbir şey yok!. Halbuki benim o kadar çok var ki!. Ama kime,
nasıl anlatırım?. Nasıl paylaşırım şu küçücük kalbime sığmayan Kocaman
sevgiyi. Nasıl paylaşırım senin sevgini. Hem, kim dinler kii beni. Kim
umursar. Şimdi yanımda olsaydın Ki herhalde yanımdasındır! Herhalde bu
güzel bahar gününde Benim bu kıranlık odada Bu kırık masanın başında
Yalnız başıma otuİmama Asla izin vermez " Hadi birlikte dolaşmaya
çıkalım" derdin Ben sevinçle boynuna sarılır Öpücüklere boğardım seni.
Sonra birlikte küçük tepemize tırmanır, Orada ıslak çimenlerin üstüne
otururduk. Başımızı gökyüzüne kaldırır O sonsuz maviliği seyre dalardık.
Senin dizine koyardım başımı sonra. Ama sen yoksun kii. Belki birlikte
en mutlu olacağımız zamanlarda Beni bırakıp gittin. Yoksa orada burda
olduğundan daha fazla mı mutlusun?. Orda bahar geldi mi bilmem ama.
Burda bahar geldi. Kimi canlılar yaşamına başladı yeniden, Rengarenk
çiçekler açtı, Tabiat hayata döndü anneciğim, Kış günlerinin bitişi
Yeniden hayata döndürdü onları. Sen kışın bittiğinin farkında değil
misin yoksa? Kış bitti anneciğim, Sen niye hala hayata dönmüyorsun?.
Orda mevsim hep bahar mı yoksa. Kış geldiğinde burda solacağından mı
korkuyorsun?. Yoksa, yoksa bıktın mı bahardan?. Yoksa orda hiç mi bahar
gelmiyor?. Özledin mi?. Öyleyse buraya gel. Yeniden mutlu olalım.
Seninle birlikte hayata yeniden başlayalım. Korkuyor musun yoksa?. Orda
bahar geldi mi bilmem ama. Burda çoktan geldi ve SENİ BEKLİYOR!. Mektubu
bitirdiğinde annesinin mezarına ulaşmıştık. Gözlerimdeki yaşları
göstermemek için arkamı döndüm. Ağladığımı anlamış olacak ki: _Özür
dilerim, şöyle olacağını bilseydim okumazdım. Sizi üzdüğüm için affedin
beni. _Ben önemli değilim küçük, şimdi bunun hiç önemi yok!. Ve devam
ettik yürümeye. Annesini İsminin yazılı olduğu mezar taşını gördüğünde,
hıçkırıklara boğuldu. O güne kadar hiç şöyle içten ağlayan birini
görmemiştim. Onun bu halini gördüğümde ben de dayanamadım ve ağlamaya
başladım. Sonra onu anneşöyle baş başa bıraktım. Ağlamayı bırakmış,
gözlerini hiç ayırmadan mezar taşını izlemeye koyulmuştu. Her tarafta
bir ölüm sessizliği vardı. Sanki az önce cıvıl cıvıl olan doğa birden
bire sus pus olmuştu. Birazdan elindeki yeşil zarfı toprağın üzerine
bıraktı ve yanıma geldi. Gülümsemeye çalışarak: _Mutlu olmalısın, sen
cennete mektup gönderen ilk insansın!. dedim. O da gülümsemeye
çalışarak: _İsterseniz bu oyuna devam etmeyelim. dedi. Çok şaşırdım ve:
_Nasıl yani, ne demek istiyorsun sen küçük? dedim. _Cennete asla mektup
gönderilemeyeceğini biliyorum aslında ben. O an şoka uğradım, yere
eğildim ve çocuğa sıkıca sarıldım. Sonra elinden tuttum ve geldiğimiz
yoldan ikimiz de tek kelime konuşmadan geri döndük. O günden sonra bir
kaç kez daha karşılaştım çocukla ama ikimiz de nedense hep yere baktık
ve hiç konuşmadık. Bir ay sonra çocuğun yağmurda fazlaca ıslanıp
zatürree olduğunu öğrendim. Evlerini buldum ama gittiğimde onu son kez
görebilmek için çok geç kalmıştım. Çocuğun o günkü gözyaşları geldi
aklıma ve onun için sevindim. Çünkü şimdi bir zaman mektup gönderdiği
cennette, anneşöyle birlikte. Mevsim de BAHAR!.
16 Ekim 2016 Pazar
Orda Bahar Geldi mi
Yaşanmış Hikayeler
Etiketler:
Yaşanmış Hikayeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder