Bir şirkete kozalanmak (Koza: Tırtılın kelebek
oluncaya kadar misafir kaldığı korunaklı yuva. ) Yeni mezun elemanın;
askerliğini beklerken, daha iyi bir iş ararken veya yurt dışında bir
master kazanana kadar düşük profilli ve sıkıcı bir başlangıç
pozisyonunda çalışmayı kabul etmesi. Kelebek olur olmaz da arkasına bile
bakmadan o şirketten uçması. Leblebi Profesörü Astları ona bir şey
açıklamaya çalışırken, daha leb demeden bütün konuyu anladığını düşünüp,
İkinci kelimede söz kesen, her şeyi en iyi kendisinin bildiğini sanan
dinleme özürlü yönetici. Bariyer Plânlaması Çekirdekten yetişmiş alaylı
yöneticinin, ileride kendisine rakip olabiçecek zehir gibi ve eğitimli
genç elemanını, "Rotasyon iyidir; satışı da öğrenirsin. Kariyerin için
faydalı olur. "ayaklarıyla kandırıp başka bir bölüme postalaması.
Koltuğunu elinden almak amacıyla gelecekte yapılabiçecek olası hamlelere
karşı engel yaratması. Hız Tümseği En basit görevlerde bile bin bir
zorluk çıkartarak işlerinizin akışını yavaşlatan kıl meslektaş. Iş
İngilizcesi Türkçe cümlelerin içine İngilizce kelimeler serpiştirilerek
konuşulan ucube şirket lisanı. Örnek, " Ebru, benim reportu final hâle
getirdim; yarın birlikte review edelim mi?" gerçek İngilizce ile ilgisi
olmadığı için, bu lisan yabancılarla iletişimde pek işe yaramaz. Az önce
Amerikan aksanıyla Türkçe konuşan kişinin, şöyle bir durumda aniden
nutku tutulur. Kekelemelere gelir. Pijama Yakalı Mavi veya beyaz
yakalıyken, işini kaybedip evde oturmak zorunda kalan kimse.
Menopozisyon Sittinsene olarak ifade edilebilecek uzun bir süredir
şirkette çalıştığı için işten çıkarılamayan sadık çalışanın,
emekliliğini beklerken oyalandığı, yetkileri ve fonksiyonları azaltılmış
pozisyon. Kalite Çemberi Kaliteyi iyileştirmek veya işin asıl
sahiplerinin bile bulaşmak istemediği kemiklikteki sorunları çözmek
hedeşöyle bir araya getirilen insanların, bir dolu mesai saati ve tonla
kırtasiye malzemesi harcadıktan sonra, bir tam daireyi tamamlayarak
başladıkları noktaya geri dönmeleri. Kartvizit Bebeği Çok hatırlı
kişilerden torpil getirdiği için işe alınmak zorunda kalınan, müdürlerin
kendi bölümlerinde istemediği, elemanların evlilik dışı bebek muamelesi
yaptığı vasıfsız kimse. Masa Saati Bütün gün ceketini çıkarmadan
masasında oturan, mesai saati bittikten sonra ofiste bir saniye bile
durmayan, suya - sabuna ve zor işlere dokunmayan kişi. Saatinizi,
hareketlerine göre ayarlayabileceğiniz dakik insan. Ego Müzesi Üst düzey
yöneticinin odasında; diplomalarını, dandik golf kupalarını ve önemli
kişilerle çekilmiş resimlerini sergilediği bölüm. Ritm Saz Tamiratı
Bilgisayar, printer, fotokopi makinesi gibi elektronik ofis ıvır
zıvırından hiç çakmayan tiplerin, arıza anında bir bileni çağırmak
yerine alete vurarak tamir etmeye çalışmaları. Geyik Fırtınası Ofis
insanlarının bir odaya tıkılıp, saatler boyunca akıllarına gelen her
şeyi konuştukları, hazırlık yapılmadan gelindiği için de hiçbir sonuç
veya karar alınamadan biten, litrelerce çay ve kahvenin tüketildiği
plânsız, programsız toplantılar. Iş hayatının yüzde altmışını oluştaran
akla ziyan seanslar. Estrojenerasyon (Estrojen: Kadınlık hormonu)
Eğitimli, vasıflı ve ekonomik özgürlüğe sahip kadınlardan oluşan
profesyonel nesil. Sağlıklı bir gelişme; kahvehaneleri andıran klâsik iş
ortamlarımızın panzehiri.
16 Ekim 2016 Pazar
Profesyonel Terimler Sözlüğü
Karışık Fıkralar
Etiketler:
Karışık Fıkralar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder