Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyarmış ve mücevher
ustası olmaya karar vermiş. "Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher
ustası olmalıyım" diye düşünmüş ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını
aramaya başlamış. Sonunda bulmuş, yanına varmış, bir süre bekledikten
sonra usta tarafından kabul edilmiş. "Anlat, dinliyorum" demiş usta.
genç adam anlatmaya başlamış; taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher
ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış. Yaşlı usta sesini
çıkarmadan genç adamı dinlemiş, sözleri bitince de ona bir taş uzatmış,
"Bu bir yeşim taşıdır" dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış
ve avucunu kapatmış. "Avucunu aynen şöyle kapalı tut ve bir yıl boyunca
hiç açma. Bir yıl sonra tekrar gel. Haydi şimdi güle güle" demiş ve
şaşkın genç adamıBöylece bırakıp kalkmış, oDadın çıkmış. genç adam evine
dönmüş, kendisini merakla bekleyen anneşöyle babasına neler olduğunu
anlatmış. Anlattıkça da kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve
soğukkonuşması nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi artıyormuş. Günler
geçmeye başlamış. genç adam sürekli söyleniyor ama avucunu hiç
açmıyormuş. "Nasıl şöyle budalaca bir şey yaİmamı ister. Bir de ülkenin
en iyi mücevher ustası olacak. Bu saçmalığa bir yıl boyunca nasıl
katlanacağım, şöyle bir eziyetle nasıl yaşarım. Bu ne biçim ustalık.
Ustalık kaprisi yapacaksa, bari başından yapmasaydı. " diye devamlı
söyleniyor, her önüne gelene ustadan yakınıyor ama avucunu hiç
açmıyormuş. Avucu kapalı uyuyor, bütün işlerini diğer eliyle yapıyormuş.
Ve bu duruma da giderek alışmaya, diğer elini çok rahat kullanmaya
başlamış. Uyurken de yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı
uyanık uyuyormuş. Böylece bir yıl geçmiş, her günü zorluklarla dolu,
her gecesi de yarım uykuyla yaşanmış bir yılı tamamlamış. Ve o gün
gelmiş. genç adam tam bir yıl sonra, büyük ustanın karşısına çıkmış.
Usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince, genç Adamıne kadar
saçma bulursa bulsun, bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın verdiği
gururla elini uzatmış, avucunu açmış. "İşte taşın" demiş, "Bir yıl
boyunca avucumda taşıdım, şimdi ne yapacağım?"Yaşlı usta sakin bir sesle
cevap vermiş: "Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu da aynı şekilde
bir yıl boyunca avucunda taşıyacaksın. "Bu söz üzerine genç adam bütün
sükunetini kaybetmiş, bağırıp çağırmaya başlamış. Yaşlı ustayı
bunaklıkla, delilikle suçlamış, mücevher ustalığını öğrenmek için gelen
genç bir insana şöyle eziyet ettiği için, hasta olduğunu bağıra çağıra
söylemiş. genç adam bağırıp çağırırken, Yaşlı usta ona hissettirmeden
birtaşı avucuna sıkıştırmış. Öfkeden yüzü kıpkırmızı genç adam, bir
yandan bağırıp çağırırken avucundaki taşı hissetmiş. Durmuş, taşı biraz
daha sıkmış ve heyecanla konuşmuş: "BU TAŞ, YEŞİM TAŞI DEĞİL
USTA!"Öğrenmek için zaman gerekir, sabır gerekir, ustaları izlemek
gerekir. Dünya hızlandıkça zaman kısalabilir ama öğrenmenin esası
değişmez.
16 Ekim 2016 Pazar
Yeşim Taşı
Yaşanmış Hikayeler
Etiketler:
Yaşanmış Hikayeler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder