B
B.k böceği misk kutusunda ne anlar!.
Baba borç yapar çoluk çocuk aç yatar.
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.
Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana.
Baba mirası yanan mum gibidir.
Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş.
Baba oğula bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş.
Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk.
Babadan mal kalır, kemal kalmaz.
Babadan mal kalır,kemal kalmaz.
Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.
Babanın sanatı oğula mirastır.
Babası koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.
Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.
Babasına hayır etmeyenin kimseye hayrı olmaz.
Babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır.
Babaya dayanma, karıya güvenme.
Babaya dayanma,karıya güvenme.
Baca eğri de olsa duman doğru çıkar.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar.
Baca eğri de olsa, dumanı doğru çıkar.
Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var.
Bacası görülmeyen yerden kız alınmaz.
Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı.
Bağ bayırda, tarla çayırda.
Bağ dua değil, çapa dua ister.
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
Bağa gir izin olsun ki, yemeye yüzün ola.
Bağdan üzüm çalan, s.ıçtığı pekmezden belli olur.
Bağı ağlayan yüzü güler.
Bağın taşlısı, karının saçlısı.
Bağlı aslana tavşan bile hücum eder.
Bağlı aslana tavşanlar bile saldırır.
Bahar çiçeğiyle güzeldir.
Baht olmayınca başa, ne kuruda biter ne de yaşta.
Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta.
Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu.
Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle.
Bakan göze bağ olmaz.
Bakan yemez, kapan yer.
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ.
Bakkal fındığıyla yar sevilmez.
Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir.
Bakkal, ölülerin borcunu dirilere yükler.
Bakmakla öğrenilseydi, kediler kasap olurdu.
Bakmakla usta olunsa kasap olurdu.
Baktın kar havası, eve gel kör olası.
Baktın ki kar havası, eve gel kör olası.
Baktın yarın yar değil, terkini kalmak az değil.
Bal bal demekle ağız tatlanmaz.
Bal demekle ağız tatlanmaz.
Bal döksen yalanır.
Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek.
Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil.
Bal olan yerde sinek de bulunur.
Bal olan yerde sinek de olur.
Bal tattırma ayıya, pekmez tulumunu yırttırırsın.
Bal tutan parmağını yalar.
Bal yiyen baldan bıkar.
Balcı kızı daha tatlı.
Balcının var bal tası, oduncunun var baltası.
Baldırımın etini yerim, gene kasaba minnet etmem.
Balı dibinden, yağı yüzünden.
Balı olan bal yemez mi?.
Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer.
Balı, parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer.
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir.
Balık baştan avlanır.
Balık baştan kokar.
Balık çok konuşurum ama ağzım su dolu demiş.
Balık demiş ki: Etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin.
Balta değmedik ağaç olmaz.
Balta sapını yonamaz.
Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa.
Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.
Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir.
Baskın basanındır.
Baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır.
Baskısız yongayı yel alır.
Bastığın yer bayram olsun.
Baş ağır gerek, kulak sağır gerek.
Baş ağır gerek, kulak sağır.
Baş ağrıyınca, sivrisinek davul olur.
Baş başa bağlı, baş da şeriata.
Baş başa, baş da padişaha bağlıdır.
Baş dille tartılır.
Baş kes, yaş kesme.
Baş nereye giderse, ayak da oraya gider.
Baş nereye giderse, oyak oradadır.
Baş ol da eşek başı ol.
Baş olan boş olmaz.
Baş sağ olursa börk çok bulunur.
Baş sallamakla kavuk eskimez.
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır kürk içinde.
Baş yastığı baş derdini bilmez.
Başa gelen çekilir.
Başa gelmeyince bilinmez.
Başak büyüdükçe boynunu eğer.
Başım acemi berbere teslim eden, cebinden pamuğunu eksik etmez.
Başıma uymayan takke elin olsun.
Başın başı, başın da başı vardır.
Başın sağlığı, dünya varlığı.
Başına gelen başmakçıdır.
Başındaki fese bak, girdiği kümese bak.
Başını acemi berbere emanet eden, pamuğu cebinden eksik etmesin.
Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.
Başını sallamayan kavak olmaz.
Başsız evin köpeği çok havlar.
Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
Bayram etiyle it tavlanmaz.
Bayramda borç ödeyecek olana, ramazan kısa gelir.
Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir.
Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla.
Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur.
Bebeler birbirinden huy kapar, ayranlarına su katar.
Bedava sirke baldan tatlıdır.
Bedava şarabı kadı da içer.
Bekâr gözü ile kız alınmaz.
BekAr gözü ile kız alma, yaya gözü ile at alma.
Bekâr gözü kör gözü.
Bekar gözü, kör gözü.
Bekâra karı boşamak kolay gelir.
Bekarın ahmağı akşam, evlinin ahmağı sabah traş olur.
BekArın parasını it yer, yakasını bit yer.
Bekarın parasını it yer, yakasını bit.
Bekârın parasını it yer, yakasını bit.
Bekarlık maskaralık.
Bekarlık sultanlık.
Bekleyen derviş muradına ermiş.
Bektaşiye “ Namaz kıl.” demişler; “Kılarım ama okumam.-”Demiş.
Beleş atın dişine bakılmaz.
Beleş peynir fare kapanında bulunur.
Belinde bir tabancası var, boynu kayıştan görünmez.
Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.
Ben ağa, sen ağa! İnekleri kim sağa?.
Ben diyorum hadımın sen diyorsun oğuldan uşaktan neyin var.
Ben tuttum turnayı o çalar zurnayı.
Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt.
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.
Benim derdim inekle dana, karının derdi sürmeyle kına.
Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin.
Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur.
Berber berbere benzer ama, başın Allah'a emanet.
Berberin solumazı, tellağin söylemezi, kahvecinin söylemezi.
Berk kaçan atın b.ku, seyrek düşer.
Besle kargayı oysun gözünü.
Besle kargayı, oysun gözünü. .
Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı.
Beslemeyi eslemeden alma.
Beş kuruşluk fener o kadar yanar.
Beş kuruşun varsa beş yere düğümle.
Beş para giren ev yıkılmamış.
Beş parmağın beşi de bir değil.
Beş parmağın hangisini kessen acımaz?.
Beş parmak bir olmaz.
Beş tavuğa bir horoz yeter.
Beşe, bakma çiftten başka işe.
Beşyüz karga umurumda değil, uçururu da seyrine bakarım.
Beterin beteri var.
Bey ardından çomak çalan çok olur.
Bey aşı borç, düğün aşı ödünç.
Bey buyurur, cellat keser.
Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik.
Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir.
Beyazın adı tadı.
Beyden gelen bey sayılır.
Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır.
Beylik çeşmeden su içme.
Bez alırsan Musul'dan, kız alırsan asilden.
Bezi herkesin arşınına göre vermezler.
Bezir yağından pilAv pişer ama, yenmez.
Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu.
Bıçak keser ama, arada masat lAzım.
Bıçak kınını kesmez.
Bıçak sapını kesmez.
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.
Bıçak yarası onulur, dil yarası onulmaz.
Bıldırcının beyliği arpa biçilene kadar.
Bıldırcının beyliği, yığınlar (harman ) kalkana kadardır.
Bıyığın uzunsa borazan çal.
Bildik kasap, et yerine kemik verir.
Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer.
Bilinmedik aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz.
Bilmediklerimi ayağımın altına koysam, başım göğe değer.
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp.
Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır. .
Bin atın varsa bin dinlen, bir atın varsa in dinlen.
Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin.
Bin bilsen de bir bilene danış.
Bin dinle, bir söyle.
Bin dost az, bir düşman çok.
Bin işçi, bir başçı.
Bin kişi değmez bir kişi, bir kişi değer bin kişi.
Bin merak, bir borç ödemez.
Bin nasihattan bir musibet yeğdir.
Bin nasihatten bir musibet yeğdir.
Bin nasihatten bir musibet yeğdir. .
Bin ölçüp bir biçmeli.
Bin tasa bir borç ödemez.
Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete... (Anonim).
Binin yarısı beş yüz o da ben de yok.
Bir abam var atarım, nerde olsam yatarım.
Bir adama kırk gün ne dersen o olur.
Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın.
Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın.
Bir adamın karısı onun yarısıdır.
Bir adamın sözü bir adama kolay.
Bir ağacın gölgesinde bir sürü yatar.
Bir ağaçta gül de biter diken de.
Bir ağaçta gül de biter, diken de.
Bir ağaçtan hem camiye direk olur, hem kenefe kürek olur.
Bir ağızdan çıkan bin ağıza yayılır.
Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır.
Bir ahırda at da bulunur eşek de.
Bir akçe ile, dokuz kubbeli hamam yapılmaz.
Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur.
Bir arap için bir Arabistan yakılmaz.
Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun.
Bir ayağı çukurda.
Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez.
Bir baba dokuz oğlu besler, dokuz oğul bir babayı beslemez.
Bir baş soğan bir kazanı kokutur.
Bir başa bir göz yeter.
Bir bulutla kış gelmez.
Bir bütün bir yarımdan iyidir.
Bir çıplağı, kırk harami soyamaz.
Bir çiçekle bahar olmaz.
Bir çiçekle yaz olmaz.
Bir çocuğun kırk ebesi olursa; ya kör olur, ya topal.
Bir çöplükte iki horoz ötmez.
Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir.
Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bir dirhem et bin ayıp örter.
Bir dirhem et, bin ayıp örter.
Bir dirhem gümüşün üstünde oturmak için, kantar gibi g.t gerek.
Bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir.
Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın.
Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin.
Bir ev donanır, bir kız donanmaz.
Bir evde düzen varsa düzen olmaz o evde.
Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz.
Bir eve bir baca, bir kadına bir koca.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
Bir fit bin büyü yerini tutar.
Bir görüş, bir kör biliş.
Bir gözün gördüğü bir göze hayır etmez.
Bir günlük beylik, beyliktir.
Bir günlük ölüye üç gün yiyecek gerek.
Bir hatır, iki hatır, üçüncüde vur yatır.
Bir inat, bir murat.
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.
Bir kararda bir Allah.
Bir katar deveyi bir eşek yeder.
Bir kere insanın ters gitmesin işi; muhallebi yerken , kırılır dişi.
Bir kılın bir örmeye faydası var.
Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır.
Bir korkak bir orduyu bozar.
Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer.
Bir koyundan iki post çıkmaz.
Bir koyundan iki post olmaz.
Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır.
Bir kuş, bir ağaca kırk yılda bir konar; bir daha konuncaya kadar ya dal kurur, ya kuş ölür.
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at bir yiğit kurtarır.
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır.
Bir nalına vurur, bir mıhına.
Bir pire için bir yorgan yakılmaz.
Bir selam bin hatır yapar.
Bir senden büyüğün, bir de senden küçüğün sözünü dinle.
Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge.
Bir söz ara bozar,bir söz ara düzer.
Bir söz bin büyüye bedeldir.
Bir söz yola getirir, bir söz yoldan çıkarır.
Bir sürçen atın başı kesilmez.
Bir tepe yıkılır, bir dere dolar.
Bir tilkinin derisi iki kere soyulmaz.
Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden.
Bir yerim diyenden bir de yemem diyenden kork.
Bir yiğit kırk yılda meydana gelir.
Birden çıkan bine yayılır.
Biri bilmeyen bini hiç bilmez.
Biri eşikte, biri beşikte.
Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.
Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar.
Biribiri, adamı yer diri diri.
Birlikten kuvet doğar.
Birlikten kuvvet doğar.
Bitli baklanın kör alıcısı olur.
Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim.
Bizim topraktan testi olur da kulpu olmaz.
Boğaz dokuz boğumdur.
Boğulursan büyük suda (denizde) boğul.
Bok yiyecek pezevenk, kepçesini yanında taşır.
Bokla yapılan, sidikle yıkılır.
Boklu, çamurluya gülermiş.
Bol bol yiyen bel bel bakar.
Borca haylık bir aylık.
Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek.
Borç bini aştıktan sonra, her gün baklava , börek yenir.
Borç iyi güne kalmaz.
Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir.
Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır.
Borç vermekle, düşman vurmakla.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Borç yiyen kesesinden yer.
Borçlu ölmez, benzi sararır.
Borçlunun dili kısa gerek.
Borçlunun döşeği ateşten olur. .
Borçlunun duacısı alacaklıdır.
Borçlunun duacısı, alacaklısıdır.
Borçlunun yalımı alçak olur.
Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir.
Borçtan korkan kapısını büyük açmaz.
Boru çalmaya dudak ister.
Bostan gök iken pazaryapılmaz. .
Bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz.
Boş başak dik durur.
Boş çuval dik durmaz.
Boş duranı Allah da sevmez kulu da...
Boş eşek yorga gider.
Boş fıçı çok langırdar.
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.
Boş ite menzil olmaz.
Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış.
Boşboğazı cehenneme atmışlar, “Odunlar yaş.” demiş.
Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaş diye bağırmış.
Boşboğazın sigarası yanmaz.
Boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer.
Boyuma göre boy buldum, huyuma göre huy bulamadım.
Bozacının şahidi şıracı.
Bozuk saatin varsa köylüye götür, çavdar sapından zemberek taksın.
Böyle baş böyle tıraş.
Böyle gelmiş böyle gider.
Böyle gerek danaya, buzağının hakkını yemeye.
Bu abdestle daha çok namaz kılınır.
Bu dünya iki kapılı handır, gelen bilmez giden bilmez.
Budala küser, öğününü keser.
Budalanın yağı çok olursa sakalına sürer.
Bugün bana ise yarın sana.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir.
Bugünkü tavuk, yârınki kazdan iyidir.
Bugünün küçükleri yarının büyükleri.
Buğday başak verince orak pahaya çıkar.
Buğday başak verince, orak pahaya çıkar.
Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?.
Buğday Hicaz'a giderken arpaya ince yufkaya karışma demiş.
Buğday ile koyun, geri yanı oyun.
Buğday mısıra demiş ki.
Buğday yanında acı at da sulanır.
Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince.
Buğdayın iyisini komşuna sat, gider de bazlamasını yersin.
Bulanık su, balıkçının yarı kazancıdır.
Buldum bilemedim, bildim bulamadım.
Burnunun bokuna bakmaz, kimyonlu kebap yer.
Burun yüzden düşmez.
Buyuran yorulmamış.
Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at.
Bükemediğin eli öpeceksin.
Bülbülü altın kafese koymuşlar "ah vatanım" demiş.
Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş.
Bülbülün çektiği dili belası.
Bülbülün çektiği; dili belasıdır.
Büyük balık küçük balığı yer.
Büyük balık küçük balığı yutar.
Büyük başın derdi büyük olur.
Büyük ekmek, büyük bezeden olur.
Büyük lokma çukurda kalır.
Büyük lokma ye büyük söyleme.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme.
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.
Büyük zekâlar birlikte düşünürler.
C
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer.
Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir.
Cahille bal yenmez! Alimle taş taşı.
Cambaz ipte, balık dipte gerek.
Cami dururken mescitte namaz kılınmaz.
Cami duvarına işeyen itin ölümü yakındır.
Cami ne kadar büyük olursa olsun, imam bildiğini okur!.
Caminin kapısını bilmez, sofuluk taslar.
Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur.
Can boğazdan gelir.
Can bostanda bitmez.
Can candan şirindir.
Can canın yoldaşıdır.
Can ciğerden tatlı.
Can cümleden aziz.
Can cümleden azizdir.
Can çıkmadan ümit kesilmez.
Can çıkmayınca huy çıkmaz.
Can yediğini, ten giydiğini ister.
Cana gelecek mala gelsin.
Canı acıyan eşek,atı geçer.
Canı cana ölçmeli.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır.
Canı yana eşek, atı geçer.
Canı yanan eşek atı geçer.
Canı yanan eşek attan yürük olur.
Canı yanan eşek, attan berk kaçar.
Cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez.
Cemal gider ama, kemal seninle kalır.
Cennet de bu dünyada cehennem de.
Cennete gitse fidan kırar, cehenneme gitse kazan devirir.
Cin tutana bir muska yeter.
Cins horoz yumurta da öter.
Cins kedi ölüsünü göstermez.
Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler.
Cömert derler, maldan ederler; yiğit derler, candan ederler.
Cömert ile nekesin harcı birdir.
Cumhura muhalefet kuvve-i hatadandır.
Ç
Çabalama ile çarık yırtılır.
Çabuk parlayan çabuk söner.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
Çağrıldığın yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme.
Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider.
Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider.
Çağrılmayan yere, çörekçiyle börekçi gider.
Çalı deme, çırpı deme;.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez. .
Çalışan, kazanır!.
Çalışanın yatanda hakkı vardır.
Çalışmak ibadetin yarısıdır.
Çalıştığın ele ise, öğrendiğin kendine.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz.
Çam sakızı, çoban armağanı.
Çamura taş atma üstüne sıçrar.
Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar.
Çanağına ne doğrarsan, kaşığına o çıkar.
Çanakta balın olsun, Yemen'den arı gelir.
Çarık çarıkla, sarık sarıkla.
Çarşı iti ev beklemez.
Çarşı iti, koyun beklemez.
Çarşı itiyle ava gidilmez.
Çatal kazık yere batmaz.
Çavdar unundan baklava olmaz.
Çaydaki balığa yağ kızartma.
Çekirge ne ki budu ne olsun.
Çekişmeden pekişilmez.
Çengi ölüsü çalgı ile kalkar.
Çengi ölüsü çalgıyla kalkar.
Çıkacak can yorganda da çıkar urganda da.
Çıkacak kan damarda durmaz.
Çıkmayan candan umut kesilmez.
Çıngıraklı deve kaybolmaz.
Çıracı olsam ay akşamdan doğar.
Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır.
Çiftçinin karnını açmışlar, kır tane “gelecek yıl” çıkmış.
Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak.
Çiğnemeden yutulmaz.
Çingene ciğer pişirir, yemeden karnın şişirir.
Çingene çadırında musandıra ne arar?.
Çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boynuna geçmez.
Çingene; erişemediği harmanı, zekAtına sayarmış.
Çingenenin ipini, kendisine çektirirler.
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.
Çingeneye cellAtlık vermişler, önce babasının başını kesmiş.
Çingeneyi paşa yapmışlar, “Şu ağaçlardan ne güzel kasnak olur!” demiş.
Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.
Çirkin karı evi toplar, güzel karı düğün gezer.
Çivi çıkar ama yeri kalır.
Çivi çiviyi söker.
Çoban ne yesin ki köpeğine yedirsin.
Çobana verme kızı; ya koyun güttürür ya kuzu.
Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır.
Çobansız koyunu kurt kapar.
Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider.
Çocuğun yediği helal, giydiği haram.
Çocuk düşe kalka büyür.
Çocuk evin meyvesidir.
Çocuk oyundan, aptal düğünden usanmaz.
Çocukla yoğurt yiyen, ağzına yüzüne bulaştırır.
Çocuktan al haberi.
Çoğu zarar, azı karar.
Çok açılma, soğuk alırsın.
Çok ağlayıp gözden mi olayım?.
Çok el, ya yağmaya ya yolmaya.
Çok gezen çok bilir.
Çok gezenin ayağına b.k bulaşır.
Çok incelme, koparsın.
Çok konuşan çok yanılır.
Çok koşan çabuk yorulur.
Çok laf, Kur'an'da yakışır.
Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin.
Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.
Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir.
Çoklukta (Kalabalıkta ) eşek kuyruğu kesme; kimi kısa der, kimi uzun.
Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun.
Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez.
Çubuk kırılır, çıt der; kütük kırılır, küt der.
Çubukken çıt demeyen, ağaçken küt demez.
Çuhayı fırçayla, kadifeyi elle.
Çul içinde arslan yatar.
Çürük baklanın kör alıcısı olur.
Çürük iple kuyuya inilmez.
Çürük tahta çivi tutmaz.
Çürük tahtaya çivi çakılmaz.
D
Dadandı dayım köfteye, yine gelir haftaya.
Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir.
Dadıya dayanan, evlAt yüzüne hasret kalır.
Dağ adamı! Hasta eder sağ adamı.
Dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma, öğütürsün.
Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir.
Dağ başından duman eksik olmaz.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Dağ dumansız insan hatasız olmaz.
Dağ yürümezse abdal yürür.
Dağda gez; belde gez insafı elden bırakma.
Dağda gezen ayıya rastlar, dayıya da.
Dağdaki kekliğin bini bir paraya.
Dağdaki tavşana, evde tencere hazırlama.
Dağları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma.
Dalga boyu aşmış; ha bir karış, ha beş karış.
Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir.
Damlaya damlaya göl olur.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.
Darlıkta dirlik olmaz.
Davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun.
Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
Davetsiz misafir, mindersiz oturur.
Davul dengi dengine diye çalar.
Davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Dayak cennetten çıkmıştır.
Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer.
Dede koruk yer, torununun dişi kamaşır.
Dediğim dedik, çaldığım düdük.
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan.
Değirmencini evine hayırlı haber gelmez.
Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz.
Değirmende doğan sıçan, gök gürültüsünden korkmaz.
Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz.
Değirmenden gelenden börek umarlar.
Değirmenden gelenden poğaça umarlar.
Değirmene gelen nöbet bekler.
Değirmenin sesini işitiyoruz, ununu gördüğümüz yok.
Değirmi yurt tutmaya değirmi göt ister.
Değme bana, değmeyim sana.
Değme sarhoşa, yıkılana kadar gitsin.
Deh! denmiş dünyayı, Çüş! diye sen mi durduracaksın?.
Deli arlanmaz soyu arlanır.
Deli deli akanı, bura bura tıkarlar.
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden.
Deli deliyi görünce değneğini saklar.
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun.
Deli ile çıkma yola, başına getirir bela.
Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş.
Deliden al uslu haberi.
Delik büyük, yama küçük.
Delikli boncuk yerde kalmaz.
Delikli taş yerde kalmaz.
Delilsiz cennete bile girilmez.
Delinin getirdiği çalı üstünü kurutmaz.
Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış.
Deliye el ver, eline bel ver.
Deliye geçit yoklatırlar.
Deliye her gün bayram.
Deliye osur demişler, sıçıvermiş.
Deliye taş atma, başını yarar.
Deme dostuna, der dostuna. Bir gün olur tuz basarlar postuna.
Demir ıslanmaz, deli uslanmaz.
Demir nemden, insan gamdan çürür.
Demir tavında dövülür.
Demir tavında, dilber çağında.
Demircinin canı demirden berk gerek.
Dene altını mihenk taşında, dene insanı bir başında.
Denenmişi denemek ahmaklıktır.
Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış.
Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz.
Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız.
Deniz kenarında dalga eksik olmaz. .
Denizdeki balığın pazarlığı olmaz.
Denize düşen yılana sarılır.
Denizi yakamazsam, cızlatırım ya!.
Densiz deve kuyruğu, deh! demeden sallanır.
Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Derede tarla sel için, tepede harman yel için.
Dereyi görmeden paçayı sıvama. .
Dereyi, tepeyi sel bilir; iyiyi kötüyü el bilir.
Derin su yavaş akar.
Dert ağlatır, aşk söyletir.
Dert bir olaydı ağlamak kolaydı.
Dert Deli Ahmet'in başında.
Dert gezmiş, derman beraber gezmiş.
Dert gider amma yeri boş kalmaz.
Dert saklayanda kalır.
Dert, çekene göredir.
Dertsiz baş olmaz.
Dertsiz baş terkide gerek.
Dertsiz baş, bir tek bostan korkuluğunda bulunur.
Dertsiz baş, bostan korkuluğunda.
Dertsiz baş, mezara taş.
Dertsiz bir kabak varmış, onun da başını kesip içini oymuşlar.
Derviş tekkede, hacı Mekke'de bulunur.
Dervişe “Bağdat’ta pilAv var,” demişler;” Yalan değilse, ırak değil,” demiş.
Dervişin fikri ne ise zikri de odur.
Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka.
Destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar.
Destursuz bağa girilmez.
Deve bir akçeye , deve bin akçeye.
Deve boynuz ararken kulaktan olmuş.
Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder.
Deve deve yerine çöker.
Deve KAbe’ye gitmekle hacı olmaz.
Deve Kabe'ye gitmekle hacı olmaz.
Deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı.
Deveci ile konuşan kapısını büyük açar.
Deveci ile konuşan, kapısını büyük yapmalı.
Devede kalıp var ama, katarını bir eşek çeker.
Deveden büyük fil var.
Devekuşu uçmaya gelince ayağını, yük taşımaya gelince kanadını gösterirmiş.
Deveye “Bir çömlek yapıver,” demişler, yedi kazan sütü devirmiş;”Çok şükür kazasız çıktım,” demiş.
Deveye “Kalk oyna.” demişler; bir çam, bir çardak devirmiş.
Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.
Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş.
Deveye burç gerek olursa boynunu uzatır.
Deveye inişi mi seversin, yokuşu mu? demişler; düz yere mi girdi?.
Deveyi düğüne çağırmışlar; -”Tabanım yırtık, oynayamam, dudağım yırtık, yırlayamam. “ demiş.
Deveyi eşek yeder ama yükünü çekemez.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Deveyi yük değil zelber yıkar.
Deveyle tepiş olmaz.
Devlet adama ayağıyla gelmez.
Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen.
Devletin malı deniz, yemeyen domuz.
Devletli gözü perdeli olur.
Devletli ile deli bildiğini işler.
Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır.
Devletlinin karnı gen gerek.
Devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç.
Dibi görünmeyen sudan geçme.
Diken battığı yerden çıkar.
Dikensiz gül olmaz.
Dil yüreğin kepçesidir.
Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur.
Dile gelen ele gelir.
Dilenci bir olsa şekerle beslenir.
Dilenci bir tane olsa, şekerle beslenir.
Dilenci dilenciyi istemez; ev sahibi ikisini de.
Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş.
Dilenciliğin payesi düşüktür ama geliri yüksektir.
Dilencinin torbası dolmaz.
Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister; ya bayramda.
Dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş.
Dilenciye hıyar vermişler, eğiri diye beğenmemiş.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim.
Dilin cirmri küçük, cürmü büyük.
Dilin kemiği yok.
Dilsizin dilinden anası anlar.
Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak.
Dinsiz, bektaşiye kızar da oruç yemeye yeltenir.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Dinsizin ipi ile kuyuya inilmez.
Dirlik nerde, devlet orda.
Doğan anası olma, doğuran anası ol.
Doğmadık çocuğa don biçilmez.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.
Doğru söz acıdır.
Doğru söz katarından belli olur.
Doğru söz yemin istemez.
Doğruluk dost kapısı.
Doğruluk minarede kalmış.
Doğrunun yardımcısı Allah'tır.
Doğuran avrat Azrail'i yenmiş.
Dokuz at, bir kazığa bağlanmaz.
Dokuz bacanak, bir çavdar gölgesinde eğlenir.
Dokuz keçe, su geçe; bir deri, soğuk geri.
Dolapta kurabiye var ama, senin ağzına göre değil.
Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı.
Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz.
Domuzdan tokludoğmaz.
Domuzun kuyruğunu kes yine domuz.
Don ıslanmayınca balık tutulmaz. Dilencinin hakkından dolandırıcı gelir.
Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer.
Dost acı söyler.
Dost ağlatır, düşman güldürür.
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Dost başa, düşman ayağa bakar.
Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur.
Dost dostun ayıbını yüzüne söyler.
Dost dostun eğerlenmiş atıdır.
Dost evinde başını bağla, düşman evinde tırnağını kes.
Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli.
Dost ile ye, iç, alışveriş etme.
Dost kara günde belli olur.
Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.
Dostlar alışverişte görsün.
Dostluk başka, alışveriş başka.
Dostluk kantarla, hesap miskalle.
Dostu çok olanın postu çabuk eskir.
Dostun alttğı taş baş yarmaz.
Dostun attığı taş baş yarmaz.
Dostun ndu cehennem odundan beterdir.
Dostunu överken yerecek yer bırak.
Dört atanın dördü de hak.
Dört paralık adamın, sekiz paralık keyfi olur.
Dövüş, seyirciye kolay gelir.
Dövüşerek pazarlık et, güle güle ayrıl.
Dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz.
Dut kurusu ile yar sevilmez.
Dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin.
Duvarın beri yüzü beri, öte yüzü öte.
Duvarın kulağı var, gözünü de unutma.
Düğün aşıyla dost ağırlanmaz.
Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü.
Düğün el ile, harman yel ile.
Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya.
Düğünde Fatmacığı kim bilir?.
Düğüne ses, ölüme yas yakışır.
Dün öleni dün gömerler.
Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kolla kendini, göreyim seni.
Dünya bir yağlı kuyruktur; yiyebilene aşk olsun.
Dünya bir, işin bin.
Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra.
Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan.
Dünya gençten gence, dinçten dince.
Dünya iki kapılı handır.
Dünya malı dünyada kalır.
Dünya ölümlü, gün akşamlı.
Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış.
Dünya Süleyman'a bile kalmamış.
Dünya tükenir, yalan tükenmez.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur.
Dünyanın iki başı bir gelmez.
Dünyanın ucu uzun.
Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir.
Dünyayı sel bassa, ördeğe vız gelir.
Dünyayı umutla yemişler.
Düş uykudan sonra olur.
Düşenin dostu olmaz.
Düşman düşmana gazel okumaz.
Düşman, düşmanın halinden bilmez.
Düşmana yarak gerek, ya düşmandan ırak gerek.
Düşmanın karınca ise de hor bakma.
Düşmanın sözü kayar geçer, dostun sözü koyar geçer.
Düşmez kalkmaz bir Allah.
Düştünse toprağa sarıl.
Düşün deli gönül düşün; beygir mi alınır kışın, onun da parası peşin.
Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi.
Düt demeye dudak gerek, kaşınmaya tırnak gerek.
Düt demeye dudak gerek.
Düt demeye dudak ister.
Düzlükte kurt ulusa, evde itin bağrı sızlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder